”The Salt Of The Earth” İncelemesi
in

Kongo’da bir buldozerin ceset yığınlarını hareket ettirdiğini gördüğümüzde, “Türümüzün ne kadar korkunç olduğunu görmek için bu görüntüleri herkes görmeli” diyor Sebastian Salgado. Bir belgesel izleyicilerini ancak bu kadar güzel bir motivasyonla çağırır.

Yıl sonları geldiğinde önemli medya kuruluşlarının o yılın almanakını çıkartmasını bekleriz. Yılın basın fotoğrafları ile birlikte hepimizin gözünün önende seyreden olaylar etkileyici fotoğraflar olarak derlenmiştir. İşte bu belgesel de Salgado’nun eline makinayı aldıktan sonra insanlık olarak başımıza gelen önemli gelişmelerin bir almanakı diyebiliriz.

Belgeselin hemen başında Salgado’nun ekonomist olarak eğitim aldığı ancak eşinin kamerasını ödünç aldıktan sonra fotoğrafçılığa yöneldiğinden bahsediyor. Salgado’nun çalışmaları (bir dağa koşan altın avcılarının fotoğrafları, savaş fotoğrafları, Amazon kabilelerinin çalışmaları ve kariyerinin sonlarında çekmeye başladığı doğa fotoğrafları) hayranlık uyandırıyor. Belgesel bittiğinde artık hayranı olduğunuz dünyaca ünlü bir fotoğrafçınız oluyor.

Fotoğraflar sadece hayranlık uyandırmıyor. Fotoğraflar hikaye anlatıcı olarak izleyenleri harekete geçiriyor. Salgado belgeselin bir yerinde, “Bu görüntüyü herkes görmeli,” diyor, ancak kamerasının yakaladığı tarifsiz manzaralar o kadar dayanılmaz oluyor ki, insan neredeyse başka yöne bakmak zorunda kalıyor. 

Sebastian Salgado’nun fotoğrafçılık kariyerine (neredeyse tüm hayatı) odaklanan belgeselin büyük bir kısmı 1980’lerde çekilmiş. Salgado’nun vizörden gördüğü meşhur fotoğraflarını aynı zamanda çekerken görmek gerçekten tüyler ürpertici. Belgesel bu görüntülerden biriyle başlıyor ve izleyiciyi sürükleyici hale getiriyor. Salgado’nun hikayesini anlatmak için çok fazla hareket edilmemiş ama ihtiyaç da kalmamış. Her fotoğraf bir hikaye anlatıyor adeta. Bazıları dokunaklı, bazıları komik, bazıları trajik, her biri yıllar içinde yankılanan belirli bir anın portresi. Yönetmen, Salgado’nun hikayesini anlatmak için çok fazla çabaya girmesine ihtiyacı yokmuş zaten. Çektiği fotoğrafları anlatması bize Salgado ile ilgili yeteri kadar detay veriyor. Hatta Salgado’nun yaşadıklarını bilmekten fazlası, vizörden bakarken ki düşüncesini ve motivasyonunu anlayabiliyoruz.

Post Comments